Merhaba arkadaşlar, bu sayfada sizlerle Amerika’da eğitim görme sürecinden bahsedeceğim. Aranızda üniversiteyi Amerika’da okumayı düşünenler varsa bilgilendirici olacağını düşünüyorum. Eğer Amerika’da okumayı düşünmüyorsanız hemen düşünmeye başlayın!

Amerika’da üniversite okumak için ne yapmak gerekiyor? Türkiye’den Amerika’ya öğrenci vizesiyle giderken nelere dikkat etmek gerekiyor? Amerika’da üniversite okumak ile ilgili bütün sorularınız birazdan cevaplanacak…

Evet, eğer Amerika’da üniversite okumak istiyorsanız daha lise yıllarından önemli hazırlıklar yapmanız gerekecektir. Eğer zamanınızı sıkıştırmak istemiyorsanız, 2-3 seneden önce başlamak faydalı olacaktır.

Yapmanız gereken ilk şey kendinize bir plan kurmak olacaktır. İlk olarak okul seçimi ile başlayabilirsiniz. Bu seçimi hemen yapmanıza gerek yok, zaten kolay bir seçim olmayacaktır fakat bir yerden başlamak gerek. Uzun vadede hem istediğiniz okulları araştırırken hem de kendinize bir liste oluşturabilirsiniz. Amerika topraklarında yaklaşık 3000’den fazla üniversite var, bu yüzden kendinize uyan okulu bulmanız biraz zor olabilir. Ama tabiki de okul seçimi ile ilgili internette bir sürü kaynak mevcut.

Evet, gelelim okullara başvuru sürecine. Amerika’daki liseden üniversiteye geçiş sistemi Türkiye’den çok daha farklı. Öncelikle şunu söylemek isterim ki, Amerika’da öğrencilerin gelecek hayatlarını 3 saatte belirleyen yorucu bir sınav yok. Bu üniversiteler sınav sonucuna göre değil de, ondan ziyade her öğrencinin kendi kurumuna yaptığı başvurular üzerinden değerlendiriyor öğrencileri. Başvurularında elbette ki belli başlı puanlar istedikleri sınavlar var, ancak öğrencinin kaderi sadece tek bir sınavla belirlenmiyor. Basitçe, Amerika’daki üniversitelerin öğrencilerde görmek istediklerini şuraya yazayım:

  • İngilizce yeterliliği (Yabancı uyruklu öğrenciler için)
  • Matematik yeterliliği
  • Öğrencinin okumak istediği bölümle ilgili yaptığı çalışmalarını
  • Öğrencinin lise hayatında yapmış olduğu sosyal sorumluluk projelerini
  • Öğrencinin kendi hayatını anlattığı bir kompozisyonu

Genel olarak üniversiteler öğrenci alımlarını bu kalemler üzerinden yapıyor. Maalesef Amerika’daki üniversitelere başvurmak kolay değil, tıpkı bir işe başvururmuş gibi detaylı ve özen gösterilmesi gereken şeyler isteniyor.

Şimdi biraz da üniversite başvurularına hazırlanma sürecinden bahsedeyim. Yukarıda söylemiş olduğum gibi üniversiteler öğrencilerden akademik yeterlilik görmek adına bazı standartlaştırılmış sınavlara girmelerini istiyorlar. Buradaki asıl amaç öğrencinin üniversitede sendelememesi için önceden bu ağırlığı kaldırabileceklerinden emin olmak istiyorlar. Bunları üç madde içerisinde inceleyebiliriz: İngilizce, Akademik İngilizce ve Matematik, ve öğrencinin istediği bölüm ile ilgili özel sınavlar.

İngilizce ve Akademik İngilizce maddelerini ayırmamın sebebi ise üniversitenin bu iki bölümü farklı sınavlarla kabul etmeleridir. İlk baştaki İngilizce yeterliliği daha önceden bahsettiğim yabancı uyruklu öğrenciler için bir gereksinim. Eğer lise hayatınızı Amerika’da okuduysanız veya 5 seneden daha fazla Amerika’da yaşadıysanız o zaman bu maddeden muafsınız demektir. Amerika’ya hiç gitmeyen yabancı uyruklu öğrencilerin ise bu şartı kabul gören bir sınav sonucu ile yerine getirmeleri gerekiyor. Amerika’daki üniversiteler bu şart için genelde TOEFL (Test of English for Foreign Learners) veya IELTS (International English Language Testing System) sonucu istiyorlar. Bu iki sınavda dünya geneli kabul gören, ingilizce seviyesini ölçen sınavlardır. TOEFL sınavı biraz daha eski kökenli ve IELTS sınavına göre ufak bir farkla daha fazla kabul gören bir sınavdır. Küçük olsa da, bu iki sınavın arasındaki farkları birazdan açıklayacağım.

TOEFL (Test of English for Foreign Learners):

  • Amerika merkezli bir sınav sistemidir
  • Üniversite derslerini zorluk çekmeden anlayabilme seviyenizi ölçer
  • Reading-Listening-Speaking-Writing olmak üzere 4 bölümden oluşur.
  • Her bölüm 30 puan olmak üzere toplam 120 puan üzerinden değerlendirilir.

TOEFL sınavı üniversite derslerini anlama kabiliyetinizi ölçtüğü için içeriğinde genel olarak akademik dersler barındırır. Reading ve Listening bölümlerinde gerçek bir sınıf ortamından okumalar ve dinletiler yer alır. Burada bazı öğrenciler için avantaj olan nokta ise eğer anlatılan konuyu daha önceden biliyorlarsa o konunun sorularını çözmek biraz daha kolay olacaktır. Fakat şunu da not etmek lazım ki, orada anlatılan ders konusu bilmemeniz size hiç bir şekilde dezavantaj sağlamayacaktır.

IELTS (International English Language Testing System)

  • İngiltere merkezli bir sınav sistemidir
  • Günlük hayattaki konuşma ve yaşanılan olaylarla ingilizce seviyenizi ölçer
  • Reading-Listening-Writing-Speaking olmak üzere 4 bölümden oluşur.
  • Her bölüm 9 üzerinden puanlanır, sınav sonucu ise hepsinin ortalaması alınarak gene 9 üzerinden puan verilir.

IELTS sınavı TOEFL ile karşılaştırıldığında biraz daha günlük hayatın içinden sorular içerir. TOEFL sınavındaki gibi akademik bilgi söz konusu değildir. IELTS sınavı TOEFL’a göre daha sonradan piyasaya girdiği için çoğu üniversite yeni yeni denklik veriyor fakat şu anda diyebilirim ki Amerika’nın %95’i IELTS sınavını kabul ediyor.

Evet, gçrdüğünüz gibi iki sınav arasında ufak farklılıklar var. Ancak genel itibariyle iki sınav da sizin ingilizce yeterliliğinizi ölçüyor. Her üniversitenin kendi puan barajı var ingilizce yeterliliği için. Size hangi sınav daha uyuyorsa ona girebilirsiniz. İkisini de dene, tarafını seç!

Gelelim Akademik İngilizce ve Matematik yeterliliğine. Burada bahsetmek istediğim şey aslında SAT (Scholastic Aptitude Test) sınavı idi. Amerika’da, belli bir prestije ulaşmış her üniversite mutlaka öğrencilerinden SAT sınav sonuçlarını göndermelerini istiyor. Peki nedir bu sınav?

SAT sınavı öğrencilerin akademik ingilizce ve matematik yeterliliğini ölçen bir sınav. Diğer ingilizce yeterliliği için sorulan TOEFL veya IELTS sınavının aksine, bu sınav yerli ve yabancı bütün başvuran öğrencilerden isteniyor. Ancak bu sınav, diğerlerine göre birazcık daha zor. SAT sınavı ana olarak iki bölümden oluşuyor: İngilizce bölümü ve Matematik bölümü. İngilizce bölümü ise gene iki kısma ayrılıyor: Okuma Analizi (Critical Reading) ve Dilbilgisi (Grammar). Bu iki bölümde de İngiliz edebiyatından alınan parçalardan soru soruyorlar. Bu kısımlarda, hem Türkçe soru çözme yeteneğinizi hem de ingilizce anlama kabiliyetinizi ölçüyor. Bu yüzden SAT sınavındaki ingilizce soruları TOEFL veya IELTS sınavlarına göre bir tık daha zor oluyor.

Matematik bölümü ise gene iki kısma ayrılıyor: Hesap Makinesiz ve Hesap Makineli. Burdan da anlayacağınız gibi ilk bölümde işlemleri kendiniz yapmanız gerekiyor ancak ikinci bölümde hesap makinesi kullanmanıza izin veriyor. SAT’nin matematik bölümü ile ilgili endişelenmenize hiç gerek yok. Eğer Türkiye’de lise eğitimi aldıysanız ve okul derslerinizde kendinize güveniyorsanız, matematik terimlerin ingilizce karşılığını öğrendiğiniz takdirde soru kaçırmamanız için hiç bir neden yok. Amerika’nın genel olarak lise müfredatı Türkiye’ye göre daha düşük seviyede olduğu için onların sorduğu matematik soruları Türkiye’de eğitim gören birine göre çok da kolay aslında. Matematik bölümü ile ilgili endişelenmenize hiç gerek yok.

To be continued…

Vakit ayırıp yazımı okuduğunuz için çok teşekkürler!